Diz ağrısı: Semptomları ve alınabilecek önlemleri öğrenin

Bizler Stannah olarak diz ağrısının müşterilerimizin günlük hayatlarını ve bağımsızlıklarını etkileyebileceğini biliyoruz. İşte bu yüzden en iyi çözüm yolu bu ağrılara karşı önlem almaktan geçiyor.

Tarafından yazılmıştır Stannah

Bizzat dizde bir yaralanmadan, ya da osteoartrit veya hatta romatoid artritten kaynaklanan şiddetli diz ağrısı çektiyseniz, yahut etkilerine sevdiklerinizde şahit olduysanız, 200 metre yürüyüp bakkala gitmenin, günlük işlerinizi tamamlamanın, banyo küvetine girip çıkmanın ya da merdivenlerden inip çıkmanın ne kadar sıkıntılı ve ağrılı olduğunu biliyorsunuzdur. Kaldı ki bunlar sadece birkaç örnek.

Dizde meydana gelen bir yaralanma zamanla iyileşebilir, öte yandan artrit kaynaklı diz ağrısı giderek ilerleyen bir duruma işaret eder. Bazen bir diz yaralanması, söz konusu diz ekleminde osteoartrit işaretlerinin normalden daha erken yaşta gözlemlenmesine bile neden olabilir.

Bu belki de o kadar şaşırtıcı değil; hele de herkesin çevresinde illa ki kâh yaralanma, kâh artrit ya da kemik erimesi kaynaklı diz ağrısı çeken biri olduğu düşünülünce! Yaşlandıkça bedenlerimizin yıpranacağını reddedemesek de, bu hepimizin makûs bir kadere mahkûm olduğu anlamına gelmez.

Yaşımız ilerledikçe, çevremizdeki artritten muzdarip yaşlıları düşünmeye başlarız; ister istemez ağrılarla ve hareket sorunlarıyla nasıl baş edebildiklerini merak ederiz. Biz, Stannah çalışanları olarak müşterilerimizin yani gerçek kahramanlarımızın bizimle paylaştığı o güzel ve ilham verici deneyimlerine şahit olma şansına sahibiz! Hikâyeleri, bizleri onların, bilhassa da diz ekleminde ağrı yaşayanların nelerle baş ettiğini ve bunun günlük hayatları üzerinde nasıl da belirgin bir etkisi olduğu  konusunda daha da derin düşünmeye itiyor.

Peki ama biz insanlar diz ağrısı ve diz sorunlarına neden bu kadar yatkınız?

İşte soru da bu!

Jennifer Ackerman’ın National Geographic Magazine‘de belirttiği üzere, bilimsel açıdan bakıldığında, bu soru iki ayak üzerinde dik duruşun dezavantajlarıyla ilgili. Başka bir deyişle:

“Zarif ve kuvvetli bir biçimde ayakta durabiliyor, yürüyebiliyor ve koşabiliyoruz, fakat ağrıyan ayakların ve dizde yaralanmaların acısını çekiyoruz. Omurgamızı eğip bükebiliyoruz, ne var ki çoğumuz hayatımızın bir noktasında bel ve sırt sorunlarıyla karşı karşıya kalıyoruz.”

Jennifer Ackerman

Bu da, evrimsel bakımdan, insan vücudunun dikey pozisyona %100 intibak etmediğini gösterir.

İster meraktan olsun, ister halihazırda diz ağrısından muzdarip olduğunuzdan, bu yazıyı okumaya devam etmenizi öneriyoruz. Diz ağrısına dair sorularınızı yanıtlayacak ve diz ekleminin dejeneratif sürecine ve alabileceğiniz önlemlere ışık tutacağız.

Dizin işlevi nedir?

Jennifer Ackerman’ın iki ayak üzerinde dik duruşun getirdiği dezantavantajlar üzerine makalesine göre ve Scott Dye tarafından belirtildiği üzere, diz eklemi “bir uzuvdan ötekine ağırlığı aktarma görevini yapmak üzere son derece güzel tasarlanmış, 360 milyon yıllık bir yapıdır”. Ne var ki, iki ayak üzerinde dik durarak dizlerimize, ayak bileklerimize ve ayaklarımıza daha fazla basınç ve stres yüklemiş olduk. Öyle ki, diz eklemleri insan bedenindeki en kolay hasar gören eklemlerden biri, bu da örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde yılda bir milyon kadar olabiliyor.

“Dizle ilgili cerrahi işlemler ABD’de yılda bir milyonu buluyor.”

Bu diz ağrısı konusunda zorluklar yaşayanlar ya da bu konuda sevdikleri adına endişelenenler için iç karartıcı bir tablo olabilir, haksız da değiller: Normal şartlarda dizler vücuda denge ve esneklik sağladığından, diz ağrısı ya da dizde sakatlanma hareket kısıtlamalarına götürebilir. Dizler ayrıca bacakların bükülüp düzleştirilebilmesini sağlarlar. Ayakta durmak, yürümek, koşmak, diz çökmek, sıçramak ya da dönmek ve normal bir hayat sürmek istiyorsak hem esneklik hem de stabilite gereklidir.

Dizler tek başına çalışmadığından, işlevlerini yerine getirmelerinde vücudun dizlere yardım eden başka kısımları vardır:

  • Kemikler
  • Kıkırdak dokusu
  • Kaslar
  • Bağ dokusu
  • Tendonlar

Yukarıdakilerden herhangi birinin hasar görmesi, şiddetli diz ağrısına yol açabilir.

Bazı kişiler ağrıya odaklanarak olumsuz hislerle boğuşurken, bazı kişilerse nedenlere ve iyileşmek için neler yapılabileceğine dair cevaplar arama ihtiyacını hissederler.

Dizlerde acı ve ağrının nedeni nedir?

Acı ve ağrının varlığı evrimseldir. Beynimizden, bedenimizde bir şeylerin yolunda gitmediğinden ve bununla acilen ilgilenmemiz gerektiğinden haberdar etmek üzere gönderilen bir iletidir.

Şimdi odağımız, nelerin dizde ağrı ve acıya yol açabileceğini anlamak.  Bu her yaştan herkesin başına gelebilir. Bununla birlikte, yaşımız ilerledikçe diz sorunları yaşama olasılığı da artar.

“Acı ve ağrının temel özelliklerinden biri bir açıklama talep etmesidir .”

Anne Carson’ın  Plainwater adlı eserinden

Gelin şiddetli diz ağrısına yol açabilecek bazı yaralanmaları gözden geçirelim:

  • Ani hareketler ve bükülmeler, burkulmalar ve dizin yapısını bir arada tutan ve destekleyen bağ dokularında ve tendonlarda meydana gelen hasarlar;
  • Menisküs yırtılması (dizinizin üzerindeki tampon görevi gören lastiksi, C harfi şeklinde disk)
  • Diz kapağı çatlaması (Femur ile birleşen yuvarlak-üçgen kemik)
  • Diz kapağı çıkması
  • Dize tekrarlayan ya da uzun süreli baskı sonrası (merdiven çıkma, bisiklete binme, koşma, zıplama gibi) ya da ameliyat sonrası yıpranma yaralanmaları ya da enflamasyon

Atletler ya da işleri dizler üzerinde tekrarlayan basınca yol açan hareket ve pozisyonlar gerektiren kişiler, kayda değer bir dizde sakatlanma riski altındadırlar.

Bu kadarla da kalmıyor.

Dizde artrite neyin yol açtığına dair kesin bir cevap yok. Çoğu araştırmacı bunun çeşitli etkenlerin bir bileşimi  olduğuna inanıyor:

  • Kaslarda zayıflık
  • Kilo alma (obezite)
  • Kalıtsal etkenler
  • Eklemlerin hasar görmesi veya tekrarlayan basınca maruz kalması
  • Uzun süreli olarak soğuğa maruz kalma
  • Yaşlanma

Romatoid Artrit ve Osteoartrit arasındaki fark nedir?

Yaygın artrit tipleri

Dizde artrit çeşitli durumlardan kaynaklanabilir. Birçok neden arasında, en yaygınları Romatoid Artrit ile Osteoartrit’tir:

  • Osteoartrit yaygın olarak ileri yaşlarda görülür ve vücudun hemen hemen tamamında hissedilir. Dolayısıyla, er geç dizlerimiz de zorlanmaya başlayacaktır. Osteoartrit süregelen bir yıpranma sürecidir, diz kemikleri arasındaki tampon tabakasının yani kıkırdak dokusunun incelmesine yol açan bir “dejeneretif eklem rahatsızlığı” olarak da bilinir. Eklemler zaten sorunlu olduğundan ve kıkırdak halihazırda problemli olabileceğinden, kemiklerde şekil bozukluğu dizde Osteoartrit riskini artırır.
  • Romatoid Artrit kalıcı, enflamatuar artrit şeklinde görülen yaygın bir otoimmün hastalığıdır. Genellikle eklemleri simetrik biçimde etkileyerek eklemlerde hasara ve sistemik reaksiyonlara yol açar. Daha belirgin olarak dizde artrit, diz ekleminde meydana gelen bir enflamasyondur. Romatoid Atrit’in yol açtığı enflamasyon, giderek diz ekleminin çevresindeki kıkırdak ve kemiği tahrip edebilir.

Bu ikisi belirgin şekilde farklı Artrit türleri olsa da, benzer özellikler taşırlar. Öte yandan semptomları arasında farklılıklar vardır. Gelin bir bakalım:

  • RA eklemleri ve çevre adele yapısını etkilerken, OA sadece eklemleri etkiler.
  • RA genetik olarak geçer ve kişinin yaşamında herhangi bir noktada etkisini göstermeye başlayabilir; OA ise genellikle ileri yaştaki kişileri etkiler.
  • RA hızla giderek kötüleşir, OA ise yavaş bir dejeneratif süreçtir.
  • RA, OA’den daha şiddetlidir.

Dizde Romatoid Artrit (RA) semptomları nelerdir?

Romatoid Artrit hastalığını ilk aşamalarını saptamak zor olabilir. Farkında olunması gereken semptomların neler olduğunu merak ediyor olabilirsiniz.

Semptomlar bilhassa sabahları, ya da uzun süreli hareketsizlik sonrasında görülebilir. Örneğin:

  • Sabah eklemlerde tutukluk: OA kaynaklı diz eklemi tutukluğu yarım saat sonrasında geçebilirken, RA kaynaklı diz eklemi tutukluğu çok daha uzun süre devam edebilir, gün boyu sürmesi mümkündür.
  • Dizlerdeki kıkırdak dokusu bozulmaya başlayarak diz kemiklerinin yürüdükçe birbirlerine sürtünmesine yol açar.
  • Çoğunlukla bilekler, eller, parmaklar ve diz eklemleri şeklinde olmak üzere, aynı anda birden fazla eklemde şişme veya sıvı toplanması görülebilir.
  • Bedenininizin her iki yanında aynı eklemler etkilenir.
  • Deri altında sert yumrular (romatoid nodülleri) görülür.
  • Kronik yorgunluk ve hafif ateş olabilir.
  • İştah kaybı yaşanabilir.
  • Dizlerde şişlik ve tutukluk hissedebilirsiniz, ayrıca ağrı eklemlere fazlaca yük bindiren hareketler sonrasında artacaktır. Dizlerinizi eskisi gibi rahatlıkla hareket ettirememeniz büyük bir olasılıktır.

Öte yandan hissettiğiniz tek belirti, her ayağa kalkışınızda dizlerinizin çatırdamasıysa, bu çok sıradan bir durum gibi gelebilir. New York Times bile yakın zamanda bu konuya yer ayırdı. Herkes bir dönemde dizlerinde çatırdama yaşamış olabilir, fakat neyin normal neyinse bir Artrit belirtisi olabileceğinin nasıl ayırt edileceğini öğrenmek önemlidir.

Stannah birtakım artrit şartlarını simüle edebilen doğrudan bir fiziksel deneyim yaratarak işleri bir ileri aşamaya taşımış bulunuyor (Artrit Tulumu Deneyimi). RA semptomlarını bilip bu hastalıktan muzdarip olanlarla empati kurmanın, bizzat kendiniz hastalığı hissetmenizden daha iyi bir yolu olamaz. Bu özel olarak geliştirilmiş tulum eklemlerinizdeki rahatsızlığı ve çatırdamayı simüle etmek üzere pürüzler içeren kayışlardan oluşuyor. Deneyimden çıkan sonuç dizlerin ve ellerin en ağrılı ve fiziksel olarak en kısıtlayıcı noktalar olduğunu ortaya koyuyor.

Osteoartrit ile yaşam

Osteoartrit ile yaşam

Yaşımız ilerledikçe, eklemlerimizin eskisi kadar esnek olmadığını hissetmek yaygın bir durumdur. Yaşlanmak acısız bir süreç değildir. Osteoartrit’in tam olarak ne olduğundan emin değilseniz, sebepleri ve belirtileri hakkında burada bilgi sahibi olabilirsiniz.

OA’nın sebebi tamamen açıklığa kavuşmamışsa da, görünüşe göre kalıtsal bir etken ve yaşın ilerlemesiyle gelişme ihtimali yüksek. 50 yaşından sonra kadınların OA’dan etkilenme olasılığı erkeklere göre daha yüksek. Bununla birlikte, ilk belirtilerin kırklı yaşlarda görülmesi ve sonrasında hastalığın yavaş ilerlemesi de mümkün.

OA’nın en yaygın etkisi kıkırdak dokusunun yıpranması ve aşınmasıdır. Kıkırdak, eklem yüzlerini kaplayarak birbirleri üzerinde yumuşak bir şekilde oynamalarına olanak verir. Ne var ki, OA’dan muzdaripseniz, bu eklemsel kıkırdak zamanla aşınmaya başlar ve incelir.

Sağlıklı bir diz, diz kemiklerinin uçlarını kaplayan bu yumuşak ve süngerimsi doku sayesinde acı olmaksızın bükülüp doğrulur. İnsanlar yaşlandıkça, kıkırdak yıpranması meydana gelebilir ve kemik sürtünmesi acıya yol açar.

Bazı durumlarda, OA hareket kabiliyetinde sorunlara bile yol açabilir ve kişiler yardım almadan ya da tırabzana tutunmadan merdivenlerden yukarıya veya aşağıya bir şeyler taşımak gibi basit işlemlerde çok zorlanabilir. Hareket etmek doğrudan OA’nın sebebi değilse de, aşırı egzersizden veya herhangi bir kaza kaynaklı bir yaralanma da Osteoartrit’e varabilir.

50 yaşından sonra osteoartrit ihtimali erkeklere göre kadınlarda daha fazladır.

OA başlangıcı için belirleyici olan bazı etkenler bulunmaktadır:

  • Yaş: Kıkırdağın onarılma yeteneği yaşla azalacaktır.
  • Kalıtım: Bazı genlerle OA arasında ilişki saptanmıştır. Kavisli bacaklara ya da fazlasıyla bitişik dizlere sahip olmak veya eklemsel bitkinlikten muzdarip olmak bu hastalığın görülme olasılığını artırır.
  • Kilo: Kilonuz ne kadar fazlaysa, dizlerinize binen yük de o kadar fazla olur; bu da eklemlerinizin işleyişini etkileyecektir.
  • Yaralanma: Bir spor yaralanması gibi, önceden bulunan bir diz sakatlığı ileride OA’ya yol açabilir.
  • Aşırı kullanım: İşleri gereği fazlaca diz çöken veya eğilen, ağır kaldıran veya çok fazla yürümek zorunda kalan kişiler, dizlerde yaralanma veya yıpranmalar karşısında daha hassastırlar. Bu da onları gelecekte OA gelişmesine daha yatkın kılar.
  • Başka hastalıklar – örneğin, Lupus veya Lyme hastalarının OA olasılığı daha fazladır.

OA’nın zamanla ilerleyeceği göz önünde bulundurulduğunda, önlem almaya ne kadar erken başlarsanız, o kadar iyi olur.

Dizlerde enflamasyon ve tutukluk nasıl tedavi edilir?

RA ve OA için kesin bir çare bulunmasa da, eklem enflamasyonunu ve ağrısını azatabilen tedaviler mevcuttur. Erken ve yoğun tedaviler, artriti durdurmakta veya yavaşlatmakta kilit noktadır. Bu rahatsızlıklardan birinin ilk aşamalarındaysanız, eklemlerinizi idareli kullanarak eklem hasarını önlemeye odaklanmalısınız.

Ağrı dayanılmaz olduğu takdirde, doktorunuz size bazı reçeteli ilaçlar önerebilir. Genellikle, ağrı kesici kullanmak ya da etkilenmiş bölgeye uygulanacak steroid enjeksiyonu hemen rahatlama sağlayabilir. Ne var ki, ikincil etkiler nedeniyle, başka seçeneklerin de bulunduğunu bilmelisiniz:

  • Ağrı ve şişliği gidermek için dizlerinize anti-enflamatuar krem sürmek;
  • Bir fizyoterapist size, daha fazla zarar vermeksizin dizinizin etrafındaki kasları güçlendirmek üzere yapabileceğiniz, hareket kapasitesinizi artıracak birtakım egzersizler öğretebilir.

Öte yandan, ağrı dayanılmayacak düzeyde değilse ama yine de günlük düzeninizi etkiliyorsa, doktorunuz eklemlerinizin işleyişini korumak ve kıkırdak dokusunun bozulmasını yavaşlatmak için yaşam tarzısınızda yapılacak bazı değişiklikler önerebilir. Daha sağlıklı bir yaşam tarzına giden yol şudur:

  • Eklemlere en az yük bindiren egzersizler: Yürüyüş, yüzme ve su cimnastiği en iyi seçeneklerdir. Yürürken diz eklemleri üzerindeki baskıyı azaltan uygun tipte ayakkabı tercih etmeye özen gösterin. Bununla birlikte, ağrılı bir dönem geçirdiğinizde egzersize kısa süreli olarak ara vermeniz önerilir.
  • Üst bacak kaslarınızı güçlendirin: Mümkün en az yük bindiren egzersizlerle üst bacak kaslarınızı çalıştırmalısınız. Kalça kaslarınızın güçlenmesi hareket kapasitenizi aratıracak ve diz ağrısını azaltacaktır.
  • Dizlik eklem veya kemik desteği sağlayarak ağrı ve rahatsızlığı azaltabilir.
  • Hafif semptomlar için glukozamin takviyesi Glukozamin kıkırdak dokusunda doğal olarak bulunabilen bir kimyasaldır ve ağızdan alımının da yeni kıkırdak dokusu yapılanmasına yardım edebileceğine inanılmaktadır.
  • Beslenme: Her ne kadar bu rahatsızlık için belli bir diyet bulunmasa da, bazı kişiler semptomların ve enflamasyonun yağ ve süt ürünleri bakımından zengin bir beslenme tipinde ağırlaştığını tecrübe etmektedir. Öte yandan, düzenli olarak somon balığı, tofu ve ceviz gibi Omega 3 yağ asitleri bakımından zengin yiyeceklerin tüketilmesiyle rahatlamaktadırlar. Meyve, sebze, tahıl ve zeytin yağı bakımından zengin Akdeniz tipi beslenme de fiziksel işlevleri ve zindeliği artırabilir.
  • Kilo: Eğer fazla kilonuz varsa, OA daha kötü bir hâl alabilir. Birkaç kilo vermek dizinizin üzerindeki gerginlikte fark yaratabilir. Bu yüzden, kilonuzu boyunuz ve yaşınız için ideal olarak değerlere mümkün olduğunca yakın tutun.
  • Acı ve ağrı olduğunda dinlenin ve dizinizi fazla kullanmayın.
  • Akupunktur: 3000 yıldan uzun süredir uygulanıyor ve vücudun belli kısımlarının uyararak nörokimyasalların salınımı sayesinde ağrıyı azalttığı düşünülüyor.
  • Vitamin D: ABD’de yapılan araştırmalar ülkenin kuzey doğusundaki kadınlarda, daha güneşli bölgelerdekilere göre RA görülme riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Güneş ışığından yoksunluk D vitamini eksikliğine yol açabilir. D vitamini eksikliği de başka otoimmün hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, son derece dikkatli olun ve yüksek korumalı güneş kremi kullanın.

 

Araştırmalar Romatoid Artrit ya da Osteoartrit için erken dönemde tedavi gören kişilerin daha kısa zamanda ve daha uzun süre kendilerini daha iyi hissettiklerini ve daha aktif bir hayat sürme olasılıklarının daha fazla olduğunu gösteriyor. Ayrıca eklem ameliyatlarına yol açan tipte eklem hasarından muzdarip olma olasılıkları da daha az oluyor.

Öte yandan, eğer yukarıda anlatılan yaşam tarzı değişiklikleri ciddi bir biçimde zarar görmüş diz ekleminize fayda etmeyerek fiziksel olarak kısıtlanmanıza yol açtıysa, ameliyat son çare olabilir. En yaygın üç müdahale şunlardır:

  • Artroskopi: Kıkırdak yüzeyini yumuşatmak üzere hasarlı kıkırdak parçalarının çıkarılması. Osteoartrit ne kadar ileriyse, bu işlemin etkisi o kadar az olacaktır.
  • Osteotomi: Dizin üzerindeki baskıyı azaltmak üzere ilişkin kemikte bir kesi yaparak rahatlama sağlanmasıdır.
  • Diz protezi: Bu hasarlı bölümlerin kısmı değişimi ya da eklem protezi ile dizin tümden değişimi şeklinde olabilir.

Diz ameliyatı sonrasında, iyileşme süreci 12 haftadan fazla sürebilir. Bu hassas nekahat dönemi süresince, hastaların son derece dikkatli olmaları gerekir, çünkü dizde son derece hafif bir zorlanma ya da gerginlik bir dizi komplikasyona yol açabilir.

Bu sağlık durumlarından (RA ve OA) muzdarip kişilerde çeşitli sağlık komplikasyonlarının gelişmesi mümkün olsa, sağlıklı bir yaşam tarzı ve semptom idaresine odaklanan önlem almaya dayalı bir yaklaşımla bunların çoğunun önüne geçilebilir.

Buna rağmen, önleyici adımların önemi çoğu kez göz ardı edilmektedir. Stannah ise bu görünüşe göre kaçınılmaz olan durumun ilerleyişini geciktirmek için önleyici bir yaklaşımın kilit olduğunu vurguluyor.

Dizlerinizi korumak için bir merdiven asansörü

Diz ekleminde hasar ve ağrıya yatkınsanız, ağır kaldırmak ya da yük taşıyarak merdivenlerden inip çıkmak gibi diz eklemlerinize baskı uygulayan her tür harekette dikkatli olmalısınız. Ayrıca, müşterilerimiz bize dizlerinde acı ve ağrıyı başlatan ilk hareketin merdiven kulllanımı olduğunu söylüyorlar.

Dizler merdiven çıkarken neder ağrır?

Merdiven asansörüne oturan ileri yaşta bir kişi

Merdiven inip çıkmak çoğu kişide diz ağrısına yol açar. Pekiyi ama bu neden olur? Bu makalede sunulan tüm bilgilerin ışığında sebebi kolayca saptayabilirsiniz: Diz kapağı femur üzerine doğru yukarı aşağı normalden daha fazla kaymaya zorlanır. Eğer kıkırdak dokusu yıpranmışsa, kemikler kaba kıkırdak üzerinde sürtünürken, acı hissedebilirsiniz.

Dizlerinizi ve enerjinizi daha zevkli etkinliklere saklamalısınız. O şekilde, diz eklemindeki hasarı yavaşlatabilir ya da tersine çevirebilirsiniz.

Baston, uygun ayakkabı ve merdiven asansörü gibi hareket destek alet ve cihazları, faydaları kısıtlı olsa da dizlerinizi daimi baskıdan korumanıza olanak verdikleri için rahatlama sağlayabilirler. Dizlerinizi idareli kullandığınız takdirde cerrahi müdahaleye gerek kalmayabileceğini ve bağımsızlığınızı daha uzun süre koruyabileceğinizi ne kadar hatırlatsak azdır. Bağımsızlığın kaybı depresyondan kilo alımına ve uyku problemlerine kadar birçok başka sorunu tetikleyebilir.

Aktif bir yaşam sürmenin önemi asla azımsanamaz, fakat merdivenlerde yukarı aşağı yük taşımak gibi günlük işler söz konusu olduğunda, diz eklemlerindeki sorunların kötüleşmesine veya ciddi kıkırdak aşınmasına yola açarak yarardan çok zararı olabilir.

Bu yüzden hareketli olmakla birlikte evlerindeki merdivenleri katetmekte yine de zorluk yaşayanlar için merdiven asansörü mükemmel bir tamamlayıcı ve önleyici seçenek olarak öne çıkar.

Bu ifade sadece bilgili çalışanlarımız tarafından değil, Stannah’nın yakın zamanda birçok Avrupa ülkesi ve ABD pazarında yürüttüğü bir çalışmayla da destekleniyor. Bu araştırma, eklem ağrısının hareketlilik sorunlarının temel sebeplerinden biri olduğunu gösteriyor:

  • Merdiven asansörü kullanıcılarının % 50’sinde diz eklemi sorunları bulunuyor;
  • Potansiyel kullanıcıların % 61’i diz eklemlerinde sorun yaşıyor.

Yani bu diz sorunlarının bilhassa yaygın olduğunu ve merdiven çıkmayı zorlaştıran ve hatta tehlikeli hâle getiren fiziksel sıkıntılara yol açabileceğini kanıtlıyor.

Başka bir açıdan bakıldığında, diz eklemi sorunları hareket sorunlarının % 50’sini oluşturuyor:

  • Kemik (diz eklemleri – %50);
  • Bitkinlik (%32);
  • Stabilite (%30);
  • Solunumla ilgili (%23);
  • Kalp ve atardarmar sorunlarıyla ilgili (%21);
  • Nörolojik (%14);
  • Görsel (%12).

Her ne kadar RA ve OA semptomları hareketlerini engelleyici nitelikte olsa da, anne babanız evlerinde kalmayı tercih edebilir, bu da sizi evlerinde merdivenleri yardım almadan nasıl çıkacaklarına dair endişelendirebilir.

Önlem almak en iyi bakımdır

Bir şeyi önlemek tedavi etmekten daha iyidir.  Hele de Romatoid Artrit ve Osteoartritte olduğu gibi bir tedavi mevcut değilse.

“Azıcık önlem, onca çareden daha kıymetlidir.”

By Benjamin Franklin

Potansiyel kullanıcıların yarıdan fazlası merdiven asansörlerini günlük hayatta elle tutulur fayda sağlayan bir çözüm olarak görüyor. Biz önlem almanın önceliğini vurgulamaya çalışıyor ve müşterilere faydalı ve eğitici bilgiler sunuyoruz. Merdiven asansörleri hem bir önlem hem de bir çözüm olarak değerlendirilebiliyor.

Stannah müşterilerine gerçekten önem veriyor ve merdiven kullanırken yaşadıkları zorlukların boyutunu anlıyor. Müşterilerimizle empati kurmak, onların ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilmek için kilit nokta. Bu tür empati müşterilerimiz için en iyi ürünleri tasarlamakta temel etken. Ayrıca, teknik özelliklere verdiğimiz önemin yanında, müşterilerimizi daha iyi anlayabilmek için yaşlanmaya dair literatürü taramaya da bolca zaman ayırıyoruz.

Günün sonunda, yaşlanma ve artritin yarattığı tüm zorluklardan geçen müşterilerimizin ilham veren hikâyelerine tanık olduğumuz için kendimizi şanslı hissediyoruz.  Bu her zaman duygusal bir süreç ve ağrılar, kısıtlamalar, düşük moralle baş etmenin ve başkalarına bağımlı olmanın yaşlılarımızı psikolojik açıdan nasıl etkileyebileceğini anlıyoruz.

Bu yüzden eğer bir sevdiğiniz, dostunuz ya da iş arkadaşınız diz ağrısından muzdaripse, baş ettikleri gerçek zorlukları gözününüzde canlandırabilirsiniz. Öte yandan, durumlarını ve fiziksel kısıtlılıklarını kabul etmenin ne kadar zor olabileceğini de anlamalıyız. Ağrı dışında, kendi evlerinde serbestçe dolaşamamaları bir ümitsizlik ve kontrolsüzlük hissine, hatta depresyona yol açabilir. Sevenlerinin, kişinin artık bazı şeyleri yapamayacağını anlaması zor olabilir. Fiziksel olarak artık yapamasalar da, kişilerin günlük düzenlerini devam ettirmeye yeltenmeleri oldukça yaygındır.

Onlara bakım sağlayan bir sevenleri olarak, siz elbette akrabanızın güvenle olduğunu ve evlerinde tam bağımsızlıkla serbestçe dolaşabileceğini bilmenin verdiği iç rahatlığına kavuşmak istersiniz.

Her ne kadar diz ağrısı ve diz sorunları için tam bir çözüm bulunmasa da, bir merdiven asansörü diz ekleminizde daha fazla hasar meydana gelmesini önleyebilir.

Umuyoruz ki bu makale diz eklemi sorunlarını daha iyi anlamanızı sağlamıştır. Daha iyi tedaviler ve tam çözümler harika olurdu elbette, ama anlayış ve empati de önlem alma yolunda her zaman için iyi bir başlangıçtır.

En iyi bakım önlem almaktır!